Gül Pulhan

 

SARAT ismiyle tanınan Türkiye’nin Arkeolojik Varlıklarının Korunması projesi (Safeguarding Archaeological Assets of Turkey) 2017-2020 yılları arasında gerçekleştirdiği eğitimleri, toplantıları, araştırmaları, yayınları ve videolarıyla kültürel mirasla ilgili geniş bir kitlede kalıcı bir bilgi katkısı, farkındalık ve heyecan yaratmıştır. Bu başarı, Europa Nostra ve Avrupa Arkeologlar Birliği’nin 2020 yılında verdiği ödüllerle uluslararası olarak da taçlandırıldı. Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü liderliğindeki proje, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED) ve Uluslararası Müzeler Konseyi Birleşik Krallık temsilciliğinin (ICOM UK) ortaklığı ve Birleşik Krallık Kültürel Koruma Fonu’nun finansmanıyla gerçekleşti.

SARAT’ın faaliyetlerini hazırlamadan önce, bunları üzerine inşa edeceğimiz temel anlayışları ortaya koyduk. Bunların ilki Türkiye’nin arkeolojik varlıklarının zenginliğinin, çeşitliliğinin ve zaman zaman farklı nedenlerden dolayı tehdit altında olduğunun kabulüydü. İkincisi, arkeolojik varlıkların tümünün taşınır-taşınmaz, tescilli-tescilsiz, envanterlik-etüdlük, Tarih öncesi-Klasik, hatta kazılmış-kazılmamış gibi ayrımlar yapılmadan kıymetli olduğu ve korunmasının önemiydi. Üçüncüsü, yapacağımız her işte arkeolojik varlıkların bilimsel değerinin öne çıkarılması ve arkeolojik varlıkların bağlamının (kontekstinin) yok edilmesinin arkeolojiye ya da Prof. Mehmet Özdoğan’ın (2018) tanımıyla “insanlığın hafızasını saklayan dolgulara” verilen en geri dönülmez zarar olduğunun vurgulanmasıydı. Bu üç fikri sarmalayan ana yaklaşımımız ise arkeolojik varlıkların korunması için onlara değer verilmesi, değer verilmesi için de benimsenip bilinmelerinin gerektiğiydi.

SARAT’ın arkeolojik varlıklara bakışını bütünsel (holistik) diye tanımladık. Bu tanımın içinde arkeolojik varlıkların tamamı kadar Türkiye’deki insanlar da vardı. Mesleği ve yaptığı iş doğrudan arkeolojik varlıklarla bağlantılı olan kişiler SARAT’ın birincil hedef kitlesiydi. Bu çekirdekten hareketle halka, halka uzağa giderek yaptıklarımızla, araştırdıklarımızla toplumun farklı kesimlerine ulaşmayı hedefledik.

SARAT’ın hazırladığı, çevrimiçi sunulan ve mezuniyet başarısı Koç Üniversitesi’nin katılım sertifikasıyla perçinlenen “Arkeolojik Varlıkların Korunması ve Kurtarılması” dersi arkeolojik mirasın karşı karşıya olduğu riskler ve tehditler karşısında nasıl hazırlıklar yapılabileceğine, felaket durumu ve sonrasında atılacak adımlara odaklandı. Kriz zamanlarında kültürel mirasa ilk yardım olarak da adlandırılan bu yeni ihtisas alanı son yıllarda kültürel mirasın savaş, saldırı ve doğal felaketler sonucunda yaşadığı kayıpları bir az olsun azaltabilmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Ders programını, kültürel mirasın korunması için dünyada çalışan kurumlar, uluslararası sözleşmeler, ulusal düzenlemeler, UNESCO Dünya Mirası ve Türkiye gibi bölümler, arkeolojik varlıkları belgelemeye ve kurtarmaya yardımcı olacak pratik bilgilerle zenginleştirdik. Bu alanın öncülüğünü yapan ICCROM’un (Kültürel Varlıkların Korunması ve Restorasyonu için Uluslararası Çalışma Merkezi) hazırladığı kaynak kitap SARAT tarafından Türkçeye çevrildi ve internet sitesinden ulaşılabilir haldedir. Büyük ilgi gören bu ders, projenin tamamlanmasından sonra, ANAMED tarafından sürdürüldü. Eylül 2021 itibariyle mezun sayısı 5 bin 497’ye ulaştı. Mezunların coğrafi dağılımı Türkiye’nin dört yanı kadar, ABD’den Japonya’ya, Cezayir’den Azerbaycan’a uzanan 25 ülkeyi kapsadı ki bu projeyi hazırlarken hayal edemeyeceğimiz bir erişimdi. Bu orijinal eğitim katılımcılarına önemli bir bilgi ve bakış açısı aktarımı sağladı. Proje açısından en büyük kazanım ise iyi hazırlanan ve yönetilen bir eğitim programının internet erişimiyle sunulmasının yaş, cinsiyet, maddi durum gibi kişisel koşulları ve coğrafi, mesleki, kurumsal sınırları aşarak nasıl büyük bir fırsat eşitliği sağladığını görmek oldu.

Gazeteciler, SARAT’ın genişleyen halkalarındaki özel hedef gruplardan biriydi. Genelinde kültürel miras, özelinde arkeoloji ile ilgili haberlerde hep bir sansasyon havasının olması, maddi değerin ön plana çıkarılması, birçok bilgi hatası yapılması, öte yandan medyanın toplumun bu konularla ilgili fikrinin oluşmasında öncü rolü oynaması (ki aşağıda bahsedeceğim SARAT’ın kamuoyu araştırması bunu doğruladı) projede gazetecilerle arkeologları buluşturma fikrini yarattı. “Gazeteci Çalıştayları” adını verdiğimiz etkinliklerde, Türkiye’nin farklı kentlerinde medya çalışanları ile arkeologlar bir araya geldi, karşılıklı dertleşildi ve daha iyi, daha doğru arkeoloji haberleri yazılabilmesi için neler yapılabileceği konuşuldu. Gazeteciler için hazırladığımız arkeolojik terimler ve kronoloji kitapçığı büyük ilgi gördü ve SARAT’ın internet sitesinden bu kitapçığa halen erişmek mümkün. Çalıştaylar bazen bir arkeolojik alana, bazen bir müzeye yaptığımız gezilerle zenginleşti. Toplantılara davet ettiğimiz o bölgede kazı yapan arkeologlar ile gazeteciler arasında bir iletişim ağı kuruldu. Gazetecilerin bazıları daha sonra SARAT’ın çevrimiçi eğitimini tamamladı ve hazırladıkları haberlerle, sürdürdükleri iletişimle projenin amaçlarını hayata geçirmeye devam etmekteler.

Eski eser koleksiyonerleri SARAT’ın genişleyen halkalarındaki bir diğer özel gruptu. Koleksiyonerlerle gerçekleştirdiğimiz uzun görüşmelerde arkeoloji cephesi için hayati olan, tahribat ve talanın önlenmesi, kontekstin önemi, bilimsellik gibi konular kadar bu kişileri koleksiyon yapmaya yönlendiren sebepler, koleksiyonların geleceği, Türkiye’de koleksiyon yapmanın bürokrasisi ve etik kaygılar gibi birçok konu konuşuldu. Arkeologlarla koleksiyonerler arasında bir diyalog başlatma ve bir diğerinin kaygılarını anlama hedefimizde, koleksiyonerlerin bu görüşmeleri kabul etmeleri, birçok konuda samimiyetle konuşmaları, deneyim ve düşüncelerini paylaşmaları sayesinde başarılı olduk.

Toplumun arkeoloji hakkındaki algısını anlamayı amaçlayan Türkiye çapında bir kamuoyu anketi ilk kez SARAT Projesi kapsamında gerçekleştirildi. Yüz yüze yapılan görüşmelerde 3 bin 601 kişiye 65 soru sorularak bireylerin demografik özellikleri ile birlikte, arkeolojik varlıklarla ilgili farkındalıkları, bilgileri, kurdukları ilişki ve görüşleri araştırıldı. SARAT projesinin kendi yapmak istedikleri bakımından da yol gösterici olan bu çalışma, Türkiye’de kültürel miras ile ilgili fikir ve politika üretecek, proje, araştırma yapacak herkesin kullanabileceği önemli bir kaynak oldu. Kamuoyu araştırmasının sonuçları birçok platformda paylaşıldı ve paylaşılmaya devam ediliyor. SARAT’ın çevrimiçi dersinin son bölümü bu araştırmanın sonuçlarına ayrıldı ve “Yerel’de Arkeoloji Toplantıları” ile Türkiye’nin farklı bölgelerinde anketin sonuçları kültürel miras paydaşlarına sunuldu. Kamuoyu araştırmasının katılımcıları kuşkusuz projenin en çok çeşitlilik barındıran halkasıydı.

Yerel’de Arkeoloji Toplantıları, anket sonuçlarının paylaşılması kadar arkeolojik varlıkların bir bölgenin ekonomik ve sosyal gelişimini artıracak kaynaklar olabileceği düşüncesini dile getirdi. Türkiye’den ve dünyadan istihdam ve gelir yaratan, aynı zamanda toplumu kültür varlıkları ile buluşturan başarılı örnekler sunuldu. Daha da önemlisi, bu toplantılar, arkeolojik ve kültürel miras ile ilgili kurumları ve bireyleri bir araya getiren, yereldeki konuların ve beklentilerin ortaya konduğu bir platform işlevi gördü. Yerel’de Arkeoloji toplantıları için özel olarak hazırlanan kitapçığa SARAT web sayfasından ulaşılabilir.

SARAT’ın kültür varlıklarının korunması alanında çalışan uluslararası uzmanlarla yaptığı söyleşilerini içeren 13 video, Türkiye’nin arkeolojik, tarihsel ve somut olmayan kültürel mirası için özel hazırlanmış 6 video ve arkeolojik varlıklara sahip çıkmanın ve korumanın insanın kendi elinde olduğu fikrini vurgulayan 10 adet kısa video proje kapsamında hazırlandı ve farklı etkinliklerde kullanıldı. Bu videoları Youtube’da izlemek mümkündür.

Son olarak, SARAT Projesi sırasında gerçekleştirdiğimiz tüm işlerde Türkiye’de arkeolojik ve daha genel kapsamıyla kültürel mirasa sahip çıkan, değer veren ve yaşatılması için kendinde sorumluluk hisseden çok sayıda insanın olduğunu gördük. İçinde her coğrafyanın, her mesleğin, her rengin bulunduğu SARAT katılımcılarından aldığımız ilhamla arkeolojik varlıkları yaşatmanın hepimizin sorumluluğu olduğunu ve onlarla hayatlarımızın zenginleştiğini, geçmişimizin bugünümüzle buluştuğunu söyleyebiliriz.

 

Kaynak: "Kültür Mirası Yönetimi: Neden ve Nasıl? Türkiye'den Deneyimler ve Tartışmalar", İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları: 2023

 Kultur Mirasi Yonetimi